Ömür Akkor
Aylar öncesinden başlayan hazırlıklarla karşılanan ramazan ayı, yine 15inden itibaren başlayan bayram ha zırlıkları ile son bulurdu. Bayram mutfağı aynı zamanda büyük Türk mutfak kültürünün en önemli unsurların dan biriydi.
Bayram namazı için camiye giden evin beyleri, eve dön düklerinde mükellef bir kahvaltı sofrasıyla karşılanırlar dı. Bu sofrada neler yoktu ki! Her ilde birbirinden farklı hazırlıklar olurdu. Anadoluda, Gaziantepte yuvalama ve fıstıklı pilav vardır masada, Bursada meşhur Bursa lokumu ve zeytinyağlı yaprak sarma, Karadenizde pide, Urfada nafile kurbanın ciğeri. Bu yemekler bayram süresince gelen tüm misafirlere ikram edilirdi. Ramazan Bayramı'nda tanıdık tanımadık herkese yemek ikram edilmesi de ayrı bir gelenekti. Bu gelenekle ramazan ziyadesiyle uğurlanmış olurdu.
Tabii ki bayram sabahı yapılan kahvaltının ardından tatlılara geçilirdi. Aslında bayram bir nevi bu tatlılarla kar şılanırdı. Şimdilerde bu bayramın adının "şekerle bera ber anılması da tatlıların meşhurluğundan kaynaklanırdı.
Osmanlıda da arife gecesinden başlayan kutlamalar bayram namazı, bayram günü, bayram akşamı, ikinci ve üçüncü gün olarak devam ederdi. Her günün ve her vaktin başka başka ritüelleri vardı. Padişah Hırka i Saadet'te sabah namazını kılar, daha sonra bayram namazı için Sultan Ahmet, Süleymâniye ya da Ayasofyaya geçerdi.
Burada ilk bayramlaşma namazdan sonra başlar, helvalar, şekerlemeler ve baklavalar dağıtılırdı.
İlk bayramlaşma sonrası padişah hazretleri has oda önün de kurulan tahtına geçer ve oturup eğlenceleri izlerdi. Bu esnada bayramlaşma için gelenleri kabul ederken tüm saray ahalisi de kendi arasında bayramlaşır, küçükler büyüklerin ellerinden öperdi. Bayram helvası, şekerlemeler, lokumlar, baklavalar ve şerbetler bu bayramlaşmaların en tatlı yanı olurdu. Bayramın 3. günü ikindi ezanında top atılır ve bu atışla bayram sona erer, gelecek yıla hep beraber erişmek için dua edilerek bayram uğurlanırdı.
Baklava, Osmanlı saray mutfağında özellikle ramazan ayının ve bayramının en makbul tatlısıydı. Ramazan ayının 15. gecesi Hırka-i Şerif ziyareti sırasında da yeniçerilere baklava ikram edilirdi. II. Beyazıt döneminde cevizli, 17. yy.'da bademli, 18. yy.'da fındıklı, börülceli, taze peynirli, kaymaklı, çeşit çeşit muhallebili, 19. yy.da kavunlu gibi pek çok çeşidi bulunurdu.
Baklavanın yanı sıra bayram helvası -bayram helvalarının neredeyse her ilde ayrı ayrı tarifleri olan kimi irmikli, kimi bademli, kimi pekmezli kimi ballı onlarca çeşidi vardı- tatlı çörek, güllaç, cevizli sarma, badem ezmesi, şekerli börek, sütlü baklava, çeşit çeşit lokumlar, nişasta pelteleri, onlarca türlü şekerlemeler de bayram tatlılarının başını çekerdi.
|