Yiyiniz iciniz ancak israf etmeyiniz (Araf 31)
lezzetler.com yemek tarifleri paylaşım sitesi

Ankara Sanat Tiyatrosu Genel Müdürü Hakan Güven


Fotoğraflı Yemek Tarifleri

Ana Sayfa
Video Yemek Tarifleri
Yemek Galerileri
Ana Yemek Tarifleri
Tatlı Tuzlu İkram Tarifleri
Yöresel Yemek Tarifleri
Geleneksel Yemek Tarifleri
Etnik Yemek Tarifleri
Dünya Mutfaklarından Yemek Tarifleri
Diyet Yemek Tarifleri
Markalardan Yemek Tarifleri
Ustalardan Yemek Tarifleri
Bebek Yemek Tarifleri
Vejetaryen Yemek Tarifleri
Osmanlı Yemek Tarifleri
Kamp Yemek Tarifleri
Sebze Yemek Tarifleri
Meyve Tarifleri
Kırmızı Et Yemek Tarifleri
Av ve Kümes Etleri Tarifleri
Balık ve Deniz Ürünleri Yemek Tarifleri
Sakatat Yemek Tarifleri
Çerez Tarifleri
Tahıl Yemek Tarifleri
Diğer Malzemelerden Yemek Tarifleri
Pişirme Yöntemlerine Göre Yemek Tarifleri
Tatlarına Göre Yemek Tarifleri
Kolay Yemek Tarifleri
En Yeni Yemek Tarifleri
Malzemeye Göre Arama
Genel Konular
Besinlerin Değerleri
Şifalı Bitkiler
Aşçılığın Püf Noktaları
Sofra Düzeni ve Servis
Mutfak Takımları
Yemek Hakkında Sözler
Yemek Rüyaları
Yemek Fıkraları
Diğer Konular
Sağlık Konuları
Site Hakkında
Makaleler
Söyleşiler
Anketler
Mütevazı Lezzetler®

Üye Girişi
Üye Ol


Ankara Sanat Tiyatrosu Genel Müdürü Hakan Güven

Banu Atabay
Yazar

Kayıt: 26.05.2005
Mesajlar: 1489
Şehir: Beşevler ÇANKAYA
Kısa URL: https://ml.md/lc70244
Gönderme Tarihi: 28.Kas.2011
2,975 defa indirildi / yazdırıldı




https://www.ast.com.tr/

BA Siz Ankara Sanat Tiyatrosunun genel sanat yönetmeni misiniz?

HG Değilim buranın genel sanat yönetmeni Yavuz Altun. Ben ticari anlamda genel müdürüm.

BA Başından beri Ankara Sanat Tiyatrosu muhalif bir yapısı var...

HG Evet oynadığı oyunlar, sanat çizgisi, dünya görüşü bakımından belli bir yerdedir ve muhaliftir. AST büyük darbeler de alsa çizgisini koruyarak bugünlere kadar getirdi.

BA Eksik olmayın, bir Ankaralı olarak AST benim için çok önemli, çünkü özel tiyatro denince hep İstanbul akla geliyor, her şeyi İstanbul’a taşıyorlar. Biz başkentte oturuyoruz ama yakında boşkent olacak.

HG Doğru söylüyorsunuz aynen öyle. Bunu çok farklı nedenleri var saatlerce, günlerce konuşsanız bitiremezsiniz. Bunu kabaca özetlersek bizim en büyük düşmanımız televizyon ve dizi filmler bunlar popüler kültüre hitap ediyor. Öyle ki televizyon Türk insanının ailesinin bir ferdi olarak girmesiyle birlikte tiyatro büyük darbe aldı. Ankara'da özel tiyatro yok, Sadece Devlet Tiyatroları ve Ankara Sanat Tiyatrosu var. Olanlar da dayanamadılar, zaten salonu olmayanlar hiç dayanamadılar. Mesela Ekin Tiyatrosu geçen sene kapatmak zorunda kaldı. Popüler kültüre yenilmiş olduğumuzdan dolayı İstanbul'a bir sanatçı göçü başladı.

BA Maalesef.

HG Ekonomik sıkıntılardan dolayı Devlet Tiyatrolarında olmayan arkadaşlar göç ettiler. Devlet Tiyatrosunda olanlar sonuçta devletin memuru oldukları için biraz daha iyiler.

BA Siz aktör müsünüz?

HG Evet, aktörüm.

BA Tiyatro eğitimi aldınız?

HG Ben alaylılardanım, uzun yıllara AST'da çalıştım daha sonra ayrılmak 2002 yılında ayrılmak zorunda kaldım. Yani Altan Erkekli'den 2 sene sonra da ben ayrılmak zorunda kaldım. 10 sene sonra tekrar buraya döndüm.

BA Siz Ankaralı mısınız?

HG Ankaralıyım. Annem, babam eski Ankaralı, Hacettepeli.

BA Devletin özel tiyatroları katkıları ne ölçüde?

HG Küçük bir bütçe ayırıyorlar, almak zorundayız diye...

BA Yani yeterli olmayan bir bütçe mi?

HG Evet, tiyatroda nelere para harcandığını çok iyi biliyoruz, siz de yıllardan beri, bu sanatın ve politikanın içindesiniz, nelere ne kadar para harcandığını bildiğimiz için, özel tiyatroların payı yetişmiyor.

BA Devlet tiyatroları zarar da etse devletin karşılaması kolay.

HG Zaten zarar da etse bu zaten devletin görevi. Devlet, halkına sanat vermek zorunda.

BA Ama hatırlarsanız geçenlerde bakan, devlet tiyatrolarının özelleştirilmesinden bahsetti, ona nasıl bakıyorsunuz?

HG Tartışılır. Biz her zaman devlet tiyatrolarının dışında olduğumuz için söylediğimiz her şey karşı duruş, muhalif oluyor. Şu anda ben bakanı savunduğumdan değil yanlış anlamayın, devlet tiyatrolarını nereye kadar götürebiliyor, özverili sanatçılarını nereye kadar kollayabiliyor, diğer devlet kurumlarında olduğu gibi tiyatrolarda da bir memur zihniyeti var. Devlet tiyatrolarında bankamatik memurluğu dediğimiz bir olay var, orada çok yakın arkadaşlarımız da var, çalışmayanlar da var, mesela bir oyunda rapor alıp bir yıl boyunca sahneye çıkmayan ama dizilerde oynayan arkadaşlar var.

BA Senaryoyu beğenmedim deyip bir sene boş olanlar da var.

HG Aynen öyle, senin görev yerin burası, böylelerine izin vermeyeceksin. Eğer memurun İstanbul'da dizi de oynamak istiyorsa istifa etsin gitsin. Ama siz hem oraya hem buraya izin verdiğiniz takdirde, burası bırakılıyor sadece orada oluyorlar.

BA Doğru.

HG Daha sonra aydan aya gidiyorlar, bankamatikten maaşlarını çekiyorlar. Bakanın o zaman özelleştirelim dediği, aslında bunlara izin vermeyelim demek. Bunu söyleyen bakanı hangi partiden olursa olsun ben sonuna kadar desteklerim. Sizin ya da başkasının siyasi görüşü beni ilgilendirmez, eğer ben şu sohbet ortamında bir noktada buluşabiliyorsak, önemli olan budur. Ortada bir yanlış varsa ben bunu söylemek durumundayım. Kültür Bakanının savunduğun tarafları da var, karşı durduğum tarafları da var. Haliyle karşı durduğumuz tarafları daha fazla.

BA Devletten beklediğiniz beklentiler vardır, en azından bir kira sorunu yaşamamalısınız.

HG Tabi ki bütçe olarak çok küçük paralar ayırıyorlar. Başta dediğim nelere harcandığını bildiğimiz için, bu meblağlar komik geliyor. Belki söylememem gerekiyor ama buna bile muhtaç durumda kalıyorsunuz. Buranın yaşaması için kendinizden veriyorsunuz belki de onurunuzu ayaklar altına alıyorsunuz.

BA Ben sorunlarını anlıyorum ve takdir ediyorum. Maltepe'de Öteki Tiyatro vardı. Orada izlediğim oyunu hayatımda hiç bir yerde görmedim. Dekorsuz, kostümsüz, sanat gücüyle, oynadılar. Aktörler başta ve aralarda çay satıyordu, temizlik yapıyorlar ve sahneye çıkıyorlar ve oyunlarını kendilerini vererek o kadar güzel oynadılar ki, oyun "Ölümü Beklerken" hala aklımda.

HG Evet Fatih Al. Geçen sezan bizde oynuyordu.

BA Bir oyuncunun kendini vererek oynaması bile, o oyunu güzel yapıyor. Ben iki sene oldu unutamadım. Ben her oyuna 25-30 kadar gidiyorum, bunun yanında operaya ve baleye de gidiyorum. Birçok oyun bir süre sonra unutuluyor. Ama maalesef Öteki Tiyatro kapandı.

HG Maalesef kapandı. Gerçekten yaşatmak çok zor. AST bir marka haline gelmiş. Marka olmanın öyle bir gücü var ki, biz o gücün itmesiyle burada ayakta durmaya çalışıyoruz.

BA Ben özel tiyatroları takdir ediyorum, gerçekten sanat için ayaktalar. Sizler bankamatik memurlar gibi değil gerçekten de imkansızlıklar içinde büyük bir özveri ile sanat yapıyorsunuz.

HG Buradaki sanatçı arkadaşların yüzde doksanı okul mezunu. Yani bu işin üniversitesini okumuş, bitirmiş mesleği bu olan insanlar. Fakat o kadar komik ücretlerle çalışıyorlar ki, buranın kapasitesi belli bunu bilip, bunu kabul ederek çalışıyorlar. Herkes yapmaz, bu burası için bir kazanç. Dizi piyasası zaten bir kurtlar sofrası, eskiden yüz kişiden on kişiye piyango vururdu, şimdi bu piyasada onbin kişide on kişiye piyango vuruyor. Belirli bir saatten sonra bizin oralara gidip bu piyasada bulunma şansımız yok.

BA Kaç yaşınızdasınız Hakan Bey?

HG Ben 64 doğumluyum elliye yaklaşıyorum.

BA Daha gençsiniz bir sanatçının en güzel dönemi.

HG Sonuçta biz tiyatro yapmak istiyoruz. Burası için mutfağıydı. Dil Tarih'de olsun, Hacettepe'de olsun, Bilkent'te olsun okuyan öğrenciler, daha öğrencilik yıllarındayken buraya gelirlerdi, sahne arkasında, bir şeyler öğrenim derlerdi, dekor taşırlardı, kostüm hazırlarlardı, oyunlarda küçük rol alabilirlerdi, yani işin mutfağında yetişirlerdi. Yeni kuşak, değil buraya gelmek, daha ikinci sınıfta okulu bitirmeden, kast ajanslarına başvuruyorlar, yani şimdiden yüzümü birileri görsün de ileride arasınlar gibi, yani çalışmalarını tiyatroya değil de diziye yapıyorlar. Dizileri de görüyorsunuz sabun köpüğü şeyler. Binlerce dizi çekiliyor, belki beş tanesi sanatsal anlamda. İşte bu dizilerden birine gireceksiniz de sanat hayatınıza devam edeceksiniz.

BA Şimdiki gençler ilk önce parayı düşünüyorlar.

HG Kesinlikle öyle. İdealist meslek kavramı kalmadı.

BA Tiyatro çok önemli, seyirci ile birlikte o anda aynı havayı soluyorsunuz, dizi gibi, sinema gibi tekrarı yok. Yani terzinin size özel diktiği bir elbise gibi, oyuncular sizin için oynuyorlar. Fakat dizi ve sinema konfeksiyon, yani herkes için, hazırlanıyor. Onlara değersiz demiyorum ama sanat tiyatroda. Bence vasat bir tiyatro temsili, kaliteli bir filmden daha iyidir.

HG Siz doğru söylüyorsunuz ama azınlıktasınız. Bunu bu sezon duyduğum kişi, ilk sizsiniz. Yani bir sezonda ancak bir kişiyle böyle bir sohbet ortamı oluyor. Çok azınlıkta kaldığınız için, dolayısıyla sizin de sesiniz fazla çıkmıyor. Bizim gibilerinin çoğalması lazım. Burası aynı mekanda, hiç bir değişikliğe uğramadan 50 senedir ayakta.

BA Çok güzel.

HG Buranın adresini bilmeden ömrünü geçirenler var. Eskiden biz burada neredeyse perakende bilet satamazdık, yani bütün biletler toplu satışla tükenirdi. Dernekler, kurumlar, vakıflar, toplu bilet alırlardı. Şimdi biz ayaklarına gidiyoruz, ne olur bilet alın diyoruz. Eskiden insanların hafta sonu tiyatroya gitme gibi normal bir alışkanlıkları vardı. Şimdi bu tam manasıyla bir angarya, yük olarak görülüyor. Ben bunun ekonomik nedenlerle olduğuna inanmıyorum.

BA Ben de inanmıyorum, mesela sigaraya çok zam geldi içilmeye devam ediliyor.

HG Ben de hep aynı örneği veririm.

BA Ben Erzurum'a gittim yemek araştırması için. Orada balla ilgili söyleşi yaparken, gençlere bakın Erzurum'da devlet tiyatrosu var, tiyatroya gidiyor musunuz, bu Erzurum için bir şans diye sorduğumda, biz -40 derecede mangal yakıyoruz, o bizim için çok daha zevkli dediler. Ban çok değişik geldi gençleri yadırgadım, belki de onlar da beni yadırgamışlardı. Biz insanlara tiyatroyu sevdiremedik mi, bunda bizim ne gibi sorumluluklarımız var, kitlelere tiyatroyu sevdirmek için ne yapabiliriz.

HG Bir kere bunun bir eğlence aracı değil, bir ihtiyaç olduğunu insanlara hissettirmemiz lazım. Eğitim şart lafı klasik bir laftır, insanı anlatıyorsunuz tiyatroda, bu çok önemli bir şey, yani gelen seyirci, oynayan oyuncuya kendini özdeştirdiği zaman ve buradan çıkarken kafasında sadece bir tane soru işareti bile kalsa biz başarıya ulaşmışız demektir. Hakikaten benim hayatımda da buna benzer şey var, o sahnede kendimi gördüm, dediği anda siz başarıya ulaşmışınız demektir. Dediğim gibi işin ekonomik boyutuna inanmıyorum. Her gün bir paket sigaraya 10 lira veriyorlarsa, ayda bir kere de 10-15 lira bir bilete insanlar tiyatro almalıdır diye düşünüyorum.

BA Sizin tam bilet 20 lira mı?

HG Evet indirimli 15, tam 20 lira, o da bu sene oldu. Yıllardır 15 ve 10 liraydı.

BA Sizde haklısınız, döndürmek lazım.

HG Tabi, buranın kira olması...

BA Kira ne kadar öğrenebilir miyim?

HG Buranın kirası 8500 lira. Sahibi tüccar, bundan 4-5 sene öncesine kadar sahibi hep aynıydı, bir bayandı, ben ölmeden bu tiyatroyu buradan kinse çıkartamaz diyen bir bayandı. Yetişen oğulları, torunları, büyük anneleri gibi aynı fikirde olmadılar, burayı komple yıkıp, iş hanı yapıp para kazanalım düşüncesindeydiler.

BA Dizi film zihniyetinin aynısı.

HG Aynısı, daha sonra sahibi kadın burayı satacağım diyor, tabi tiyatronun o kadar parası yok, keşke olsaydı müthiş bir fırsat. Buradaki bir tüccara müracaat ediyorlar, onlar da satın alıyorlar. Şartlar çok acımasız, biz son üç buçuk senedir mal sahibine köle olmuş durumdayız.

BA Çankaya Belediyesi ne yaptı?

HG Belediye almaya kalkışınca tüccar zihniyetiyle 5 liralık yere 15 lira istediler, belediye de vaz geçti, alamadı. Şu anda kiraya çalışıyoruz.

BA Salon kaç kişilik.

HG Burası küçük bir yer 283 koltuk var, tipik bir oda tiyatrosu.

BA Oldukça sıkışık, ön sıra oldukça sahneye yakın.

HG Evet sıkışık ve rahatsız. Koltuklarımız eski. Böyle şartlarla burayı ayakta tutmaya çalışıyoruz. Vergiler var, sigortalar var, sürekli ödemeler var, devlet her zaman tepemizde.

BA Çalışanlarınız var.

HG Burada 7 çalışan var.

BA Hayır oyuncu olarak demek istemiştim.

HG 24 tane sanatçı arkadaşımız var, toplamda 31 kişi ama sezona göre değişiyor, 15 kişiye de düşüyor, 40 kişi de oluyor. Çünkü sanatçı arkadaşları her ay tutamayabiliyorsunuz. Oynadıkları oyuna göre, o da maaş falan da değil, çok cüzi yevmiyeler veriyoruz, sırf sanat için.

BA Yılda kaç temsil çıkartıyorsunuz?

HG Normalde bir oyun devam ederdi. Bu sene geçen sezonun oyunuyla beraber iki oyun var. Birisi bu senenin oyunu Aziz Nesin'in "Zübük", bir de geçen senenim oyunu "Giderayak". Biz yönetime geldiğimizden beri her sene bir basamak yükseliyoruz, her şey iyiye doğru gidiyor. Daha da iyi olacak diye umut ediyoruz.

BA Kurs veriyor musunuz?

HG Ara verilmişti bu sene tekrar başlayacağız, eskiden de ücretsiz kurslarımız olurdu, Hacettepe'nin, Dil tarih'in tiyatro bölümlerinden öğretmen arkadaşlar buraya gönüllü olarak ders vermeye gelirlerdi. Hatta en son verdiğimiz kursta, bizim müzisyen arkadaşlarımızdan biri "biz akademik düzeyde ücretsiz eğitim veriyoruz" demişti, acaba kursiyerler bunun farkında mı diye kendi aramızda konuşmuştuk.

BA Ücret alınsaydı?

HG Bu geleneksel bir şey, biz bundan rant elde etmeyi düşünmedik. Oradan gelecek 3 kuruş zaten buranın hiç bir işine yaramayacak, lekelemeyelim dedik. Artık kurslara gelip iki şey öğrenen çocuklar bile İstanbul'a nasıl giderim de bir filimde gözükürüm diye planlar yapıyorlar. Bizim için yüz tane çocuktan sadece ikisini bile kazanmak bizim için önemli oluyor. Kurslarda yetişmiş çok arkadaşımız var, daha sonra okulu kazanıp okula devam edenler, okulu bitirip hafta sonu oynayan bir çok arkadaşımız var. İstanbul'da bulunan ve bu sahneden geçmeyen adam yok gibi bir şey. İnternet sitemizin bu güne kadar çalışanlarımız sayfasına girin, birçok ismi göreceksiniz, Semiramis Pekkan'dan, Fikret Hakan'dan, Hümeyra'ya kadar burada oyun oynamışlar. Şu sahne müze olacak seviyede.

BA Gerçekten.

HG Ama maalesef buranın kıymeti bilinmiyor, buraya Ankara sanat galerisi diyen var, Ankara sanat evi diyen var, açılımını bilmeyen ast diyen var.

BA Temsillerinizi seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?

HG Dört, beş kişiden oluşan bir dramaturg grubumuz var, oyunlar okunuyor, biz bir de bağımsız olduğumuz için, kendimiz gündeme uygun, politik...

BA Yani siz de mecburen popüler kültüre uygun oyunlar seçiyorsunuz, öyle mi?

HG Olabilir, ama öyle demek biraz da haksızlık olur. İçi boş sabun köpüğü türü, insanlara bir şey vermeyen, hahaa gülünüp gidilen oyunları istemeyiz. Zübük de komedi, ama düşündürücü tarafları var, bizim için bu da yeterli değil, yerli yabancı fark etmez daha da sert yumruğunu masaya vuran oyunlar lazım.

BA Daha çok yerli temsilleri seçiyorsunuz.

HG Tesadüf, son 3 sezondur yerli olmaya başladı. Yoksa yabancı oyunlar da var. Mesela önümüzdeki sezon Berton Brek koymayı düşünüyoruz. Kahraman Asker Şıvayk, tam gündeme uygun Türkiye'nin barış sürecinden geçmesini düşündüğümüz bir dönemde böyle bir oyunun oynanmasında fayda var. Önümüzdeki sezon için düşünüyoruz. Tabi kadrosu kalabalık. Kalabalık kadro özel tiyatro için, müdürleri düşündüren bir konu, çünkü fazla maliyet demektir. Tabi bu işin esprisi maliyeti fazla diye kalabalık kadrolu oyunları oynamamazlık etmiyoruz.

BA Yani malzemeden çalmıyorsunuz?

HG Çalmıyoruz. Şıvayk oynanması gerekiyorsa oynanır. Bu oyunun kadrosu 33 kişi, oyuncuların soyunacağı yer bile yok.

BA Erkek ağırlıklı bir oyun değil mi?

HG Evet, ama bayanlar da var.

BA Kostüm işini nasıl çözüyorsunuz?

HG Kostümleri yaptırtıyoruz. Tiyatro kostümleri, özelliği olan kostümlerdir.

BA Biraz da dayanıklı olması lazım, acele ve sık giyip çıkartılıyor.

HG Rolün durumuna göre, mesela oyunda takım elbise gerekiyorsa bunun için terziye gitmeniz gerekmiyor. Desinatörün çizdiği şekle uygun varsa hazır da alınabiliyor. Ama çocuk oyunlarında, çok özellikli kostümler gerekiyor, mesela bir palyaço kostümü, bunu piyasadan bulamazsınız diktiriyorsunuz. Bunu da her terzi dikemediği için, Devlet Tiyatrosundaki, Operadaki terzi arkadaşlar, yıllardır bizi bilenler, onlara rica ediyoruz, onlar çizime bakıp aynısını dikiyorlar. Dekoru da aynı şekilde çözüyoruz.

BA Haftada kaç gün temsiliniz var?

HG 3 gün, Cuma, Cumartesi, Pazar.

BA Matine yok?

HG Yıllar sonra inşallah olacak. Eskiden Cuma günü tek, Cumartesi, Pazar iki oyun oynanırdı, talep azaldığı için teke indi. Bu sene Çarşambaları ya da Perşembeleri de oynayalım. Devlet Tiyatroları Pazartesi hariç her gün oynadığı için, biz de insanların alışması için, yeni seyircileri kazanmak için, salonu doldurmayı düşünmeden ilave günlerde oynamayı düşünüyoruz.

BA Londra'da öyle paydoslarında oynanan 15-30 dakikalık oyunlar var. Matine bazen gerekli oluyor.

HG Doğru.

BA Biraz da yemekle ilgili olarak konuşalım, aktörler nasıl besleniyorlar?

HG Beslenme düzenimiz çok bozuk, onun için de genelde kiloluyuz. Bizim akşam yemeklerimiz saat 1'de oluyor. Akşam yemeğini saat 1'de yiyen insanın vücut sistemi de pek düzgün olmaz.

BA Mümkün olduğunca erken yemek gerekirken, siz çok geç saatte yiyorsunuz.

HG Bizim oyunumuz akşam 8'de, daha önce yiyemiyorsunuz, çünkü dolu mideyle oyun uynanmıyor. Oyundan sonra acıkıyorsunuz doğal olarak, doğal olarak oyunu bitir, dekor topla, toplan eve git, sofraya otur, saat oluyor 12-1.

BA Sahneye neden tok çıkılmıyor?

HG Ağırlık çöküyor, uyku getiriyor, doğal olarak konsantreyi bozuyor, onun için aç çıkılıyor. Açlığı dayandırmak için öğle yemeğini 2'ye, 3'e alıyoruz, oyunda efor sarf ediyoruz acıkıyoruz, yatmadan evvel yiyip yatıyoruz. Sabah kalktığımızda daha akşamkileri yakmamış oluyoruz. Onun için biz düzensiz besleniyoruz.

BA Yemek yapmayı biliyor musunuz?

HG Vallahi yemekle aram iyidir, mutfağı severim.

BA En iyi hangi yemeği yaparsınız?

HG Ben yemek değil de ilginç pek duyulmayan daha önce tatmadığım şeyleri araştırıp, bulup yapmayı severim. Onları denemeyi, mutfakta vakit geçirmeyi severim.

BA Genelde beyler yemek yapmaya hevesli olmuyor.

HG Ben hevesliyimdir. Bizim evde balık çok tüketilir, değişik denemeler yapmak için araştırıyoruz.

BA En çok hangi yemeği seviyorsunuz?

HG Balık türleri, Çin mutfağı ilgi alanımdadır.

BA Ben kuru fasulye ve pilavı hiç bir şeye değişmem.

HG Tabi ki o bizim geleneksel tadımız, yanında soğan, turşu ya da yoğurt olacak.

BA Altan Erbulak ne demiş "kuru fasulye sevmeyenin Türklüğünden şüphe ederim"

HG Bir dönem bizim yurtdışı turnelerimiz çok olmuştu. Bu Çin mutfağı sevgisi oralardan gelme. Ben bir de kimsenin yemediği şeyleri de nasılmış diye merak ederim.

BA Çin mutfağında köpek eti falan da var.

HG Yok o kadar da değil, tabi ki onları yemem. Belki Çin'de yiyorlardır ama Avrupa'da ki Çin lokantalarında öyle şeyler yapılmıyor.

BA Hazır gıda hakkında ne düşünüyorsunuz, fastfood beslenme?

HG Biz zorda da kalsak fastfood yememeye gayret ediyoruz. Evde yemek pişiyor. Evde hiç bir şey olmasın, saat kaç olursa olsun eve dönerken bir kaç malzemeyle gelinir ve yemek hazırlanır. Aile içinde kırılan bir yumurta bile şölen haline gelebiliyor.

BA Çocuklarınız var mı?

HG Bir kızım var.

BA Onu da sanatçı yapacak mısınız?

HG İlk adımını bu sene attı. 11 yaşında, Bilkent'te çello çalmaya başladı.

BA Tiyatro değil de, müzik.

HG Tiyatrocu olmasını istemem.

BA Eşiniz sizin çalışma temponuza nasıl ayak uyduruyor, eşiniz de sanatçı mı?

HG Yok, o sanatçı değil, jeoloji mühendisi. Alıştı benim hayat tempoma, artık ona yabancı gelmiyor, bir sorun çıkmıyor.

BA Hep zor koşullarda özveriyle çalışıyorsunuz. Bir sanatçıyı yaşatan nedir?

HG Biz burada çok kötü günler geçirdik, mesela ödeme güçlüğü, mal sahibinin avukatları tarafından haciz gelmesi gibi ya da 12 Eylül'de askerlerin buraya girip tiyatroyu kapatmaları gibi ekonomik anlamda çok bunaldığımız zamanlar oldu. Ama o akşam saat 8'de oyuna çıktığınız zaman, o iki saatlik sürede ortadan yok oluyordunuz ve oynadığınız karakter oluyordunuz, buradaki sorunları iki saatliğine unutuyordunuz.

BA Sonuç olarak sizi yaşatan sahne.

HG Evet öyle diyebiliriz.

BA Çok teşekkür ederin Hakan Bey, bize vakit ayırdınız.

HG Rica ederim, ben teşekkür ederim.












Ankara Sanat Tiyatrosu Genel Müdürü Hakan Güven Tarifleri Söyleşiler



(1 adet Ankara Sanat Tiyatrosu Genel Müdürü Hakan Güven 46,341 defa bakıldı)


lezzetler.com
Site Hakkında
Kullanım Kuralları
Üyelik Kuralları
Gizlilik Bildirimi
Hediyeli Üyelik
Bölümler
Yemek Kitapları
Mütevazı Lezzetler® Yemek Kitabı
Mütevazı Lezzetler® İkramlar
Mütevazı Lezzetler® Kurabiyeler
Mütevazı Lezzetler® Çorbalar
Mütevazı Lezzetler® Pilavlar
Mütevazı Lezzetler® Videoları
Mütevazı Lezzetler® Fotoğrafları
Mütevazı Lezzetler®
Mütevazı Lezzetler® Sertifikaları
Mütevazı Lezzetler® Türkçe
Mütevazı Lezzetler® Azəricə
Mütevazi Lezzetler® English
Mütevazi Lezzetler® Español
Mütevazi Lezzetler® Deutsch
Mütevazi Lezzetler® Français
Mütevazi Lezzetler® Italiane
Скромные Вкусы® Русский
لذيذ المتواضع ®عربية
Video Sunucuları
video.lezzetler.com
video.ml.md
Youtube
Dailymotion
Facebook
İzlesene
Mynet
Sosyal Medya
lezzetler.com facebook uygulaması
lezzetler.com facebook sayfası
lezzetler.com twitter sayfası
Mütevazı Lezzetler® facebook sayfası
Mutevazı Lezzetler® twitter sayfası